Şamanizm Hakkında Her şey - Burak Soyer / Ajandakolik

14 Mart 2023 Salı

Dünya dinleriyle ilgili yaptığı araştırmalarla tanınan Margaret Stutley’in yazdığı, “Şamanizm”, geçmişten günümüze dek birçok farklı yorum ve “kötü şöhretiyle” nam salmış bu kadim inancı, enine boyuna inceleyen bir kitap.

“Şamanizm tek merkez etrafında örgütlenmiş bir din olarak düşünülmemelidir, çünkü birçok çeşidi mevcuttur. Bu kültürel farklılıklara rağmen üç şey Şamanizm’in tüm biçimlerinde ortaktır: (1) Çoğunlukla hayvan biçiminde, insanlar üzerinde etkili olma yeteneğine sahip bir ruhlar dünyasının varlığına duyulan inanç. Şamanın, kendi topluluğu yararına bu iyi ve kötü ruhları kontrol etmesi veya onlarla işbirliği yapması gerekir. (2) Şaman, ruhu bedenini terk edip doğaüstü dünyaya ulaşınca, kendinden geçmiş halde şarkı söyleyerek, dans ederek ve davul çalarak transa girer. (3) Şaman, bazı hastalıkları tedavi eder (bunlar genellikle psikosomatik nitelikteki hastalıklardır) ve klan üyelerinin çeşitli zorluk ve sorunlarının üstesinden gelmelerine yardımcı olur. Bazı etnograflar, Şamanizmin sadece dinsel-büyüsel bakış açılarının değil, daha da önemlisi felsefi, natüralist ve tıbbi unsurlarının, özellikle de yüzyıllar öncesine ait olmalarına rağmen Batı psikiyatrisinin keşiflerinden çok daha etkili görünen psikiyatrik yöntemlerinin incelenmesini öne sürmüşlerdir.”

Dünya dinleri ve halk gelenekleri konusunda araştırmaları ve kitaplarıyla tanınan Margaret Stutley, Say Yayınları’ndan Sinan Köseoğlu etiketiyle yayınlanan ‘Değişen Bilinç Hallerinde “Ruhlar Dünyasıyla Bağlantı Kurmak” alt başlıklı “Şamanizm” kitabında, “kötü şöhretiyle” nam salmış ve birçok farklı yorumlamaya mahal vermiş, kadim bir inanış olan Şamanizm’in köklerine ışık tutuyor.

“Şamanizm”i dokuz bölüme ayıran yazar Stutley, “Erkek ve Kadın Şamanlar” adlı ilk kısımda şamanların avcı-toplayıcı zamandan bu yana üstlendikleri görevlere değinirken bir şamanın nasıl yetiştiğini mercek altına alıyor ve şamanların cinsiyetleri arasındaki rol dağılımını inceliyor. Şamanizm’in en önemli “hallerinden” biri olan transa geçmeyi, “Trans, Vecd ve Ruhlar Tarafından Ele Geçirilme” bölümünde inceleyen Stutley, bu “hâli”, “Şaman, bazı durumlarda bilinç kaybı değil, daha çok değişmiş bir bilinç durumu anlamına gelen olağan dışı bir psişik hal içerisinde bulunur,” sözleriyle özetliyor. Şamanların ritüel ve inançlarıyla ilgili olan miğfer, davul, asa, ayna gibi başat eşyalarıyla Şamanizm’in “kültürel” yönüne de değinilen kitabın “Tanrılar ve Ruhlar” bölümünde, bu gelenek içerisinde yer alan onlarca ruhun varlığı, çeşitlilik gösteren Şaman inançlarına göre ele alıyor. Birçok hayvana atfedilen ruhsal inanışların bir tasavvurunu ortaya çıkaran bu bölüm, Şamanizmin farklı yorumlarının bir ispatı niteliğini taşıyor. Kitapta ayrıca Şamanların kehanet ve şifalarıyla ilgili yöntemler, ruha, ata kültlerine ve ölüme dair inançları, heykeller ve putların Şamanlar arasındaki anlamı da derinlemesine inceleniyor.

“Şamanizm”, özünde, doğanın ardındaki görünümü trans veya vecd haline geçip kendi halkına anlatmakla yükümlü olan Şamanların, geçmişten günümüze kadar olan yolculuğunu dünyanın farklı bölgelerindeki hayatlarını mercek altına alıyor. Özellikle ruhunu doyuramayan modern insanın çeşitli vasıtalarla haberdar olarak bir “arayış” biçiminde ilgilenmeye başladığı Şamanizm’i, enine boyuna inceleyen kitabın girişindeki şu ifadeler, Şamanizm’in tekrar ortaya çıkmasıyla ilgili yeterli bir açıklama niyetine okunabilir: “Bugün, Çarlık, Ortodoks Hıristiyanlık ve Komünizm tarafından 200 yıldır uygulanan zulmün ardından, Şamanizm tekrar su yüzüne çıktı ve ona karşılaştırmalı din ve halk bilimciler arasında hatırı sayılır bir ilgi var.”

Yorumunu bırak